Derin Ven Trombozu Tedavisi
Derin ven trombozu (DVT), insan vucudunda derin bir vende oluşan kan pıhtısıdır. Kan bir araya gelerek veya koyulaştığı zaman kan pıhtıları meydana gelir. Kan pıhtıların çoğu bacak olmak üzere, kalça veya kollarda ortaya çıkar. Derin ven trombozu semptom vermeden seyredebildiği gibi ölümcül akciğere pıhtı atmasına kadar çeşitli derecelerde klinik bulgularla kendini gösterebilir. Pıhtı akciğerlere gidip kan akımı engellendiğinde vücudun diğer bölümlerinde hasar meydana gelir hatta ölümle sonuçlanabilir. Derin ven trombozu DVT nedir? Derin ven trombozu tedavisi nasıl yapılır? Derin ven trombozu belirtileri nelerdir? erin ven trombozu (DVT), vücudun derinlerinde bulunan toplardamardaki kan pıhtıları nedeniyle meydana gelen bir durumdur. Derin damar kan pıhtıları genellikle alt bacak veya uyluktaki damarlarda oluşur ve bunlar nadiren vücudun diğer bölgelerinde oluşur. Derin Ven Trombozu tedavisinde birçok yol vardır. DVT tedavi süreci ilaçları, belirli cihazları ve terapileri içerir.
DVT Nedir?
Derin ven trombozu nedir? Derin ven trombozu sinirlerde kan pıhtılaşmasına neden olan bir durumdur. Beyin, kalp ve akciğer gibi organların damarlarını etkilediğinde daha olumsuz durumlara neden olabilir. Derin ven trombozu kan pıhtıları vücudunuzun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. Kan kalınlaştığında ve bir araya toplandığında gelişirler. Vücudun derinlerinde bir damarda pıhtı oluştuğunda buna Derin Ven Trombozu (DVT) denir. Derin ven trombozu (DVT) bir iç varis pıhtısıdır. Varis tedavisi yöntemlerinden daha ileri tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.
Oluşum nedeni üç temel patogenetik mekanizma Virchow tarafından yaklaşık 150 yıl önce tanımlanmıştır ve halen kabul görmektedir:
*Kan akımının yavaşlaması (staz),
*Damar duvarında hasar (endotel hasarı)
*Pıhtılaşma eğilimi (hiperkoagülabilite), Virchow üçlüsü (triadı) olarak tanımlanmaktadır.
Derin Ven Trombozu Neden Olur?
Yaş: 40 yaşından itibaren her on yılda bir riski 2 kat arttıran önemli bir faktördür.
Genetik Faktörler : Tromboemboli riskini arttıran genetik faktörler genel olarak trombofili olarak adlandırılmaktadır. Bu konuda en çok Faktör V Leiden mutasyonu üzerinde çalışılmıştır. Bunun yanı sıra, antitrombin 3 (AT3), protein C ve protein S eksikliği tromboemboli riskini arttıran genetik faktörler arasında yer almaktadır. Özellikle genç olgularda (50 yaş altı) görülen VTE’lerde bu genetik mutasyonların altta yatabileceği göz önünde bulundurulmalı ve bunlar araştırılmalıdır.
Hareketsizlik (İmmobilizasyon) : Özellikle uzun süre sabit hareketsiz kalan meslekler ,uzun süreli seyahat yapanlar, felçli hastalar risk altındadır.
Doğum kontrol hapı ve hormon kullanımı: Bırakıldıktan sonra 3 ay kadar risk devam eder.
Daha önce derin ven trombozu geçirmiş olmak.
Toplardamar iç yüzeyinde hasar ortaya çıkması: Çeşitli faktorlere bağlı olarak yaralanmalardan oluşabilir
Kan akımının ağır ve yavaş olması: Hareketsizlik kan akımının yavaş olmasına sebep olabilir.
Diğer faktörler:
Sigara: Tek başına bir risk faktörü olmayıp doğum kontrol haplarıyla birlikte risk artar .
Ameliyatlardaki anestezi tipi: Genel anestezilerde risk daha yüksektir.
Cerrahi girişimler : Özellikle ortopedik ve uzun sure hareketsiz kalınması gereken operasyonlar sonrası risk artmaktadır.
Derin Ven Trombozları Belirtileri Nelerdir?
Derin ven trombozu belirtileri nelerdir? Hastaların yalnızca yarısında belirti gösteren derin ven tromboz genellikle bacaklarda ani şişme, ağrı, kızarıklık veya tüm bacakta morarma, bacağın ağrılı bölümünde sıcaklık artışı gibi belirti gösterir. Akciğere pıhtı atması (Pulmoner tromboemboli , PTE) gerçekleşirse açıklanamayan nefes darlığı, göğüs ağrısı, çarpıntı, öksürük ve kanlı balgam, terleme gibi bulgular eşlik edebilir. Hem DVT hemde PE(Pulmoner Embolizm) tedavi edilmediği zaman ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilir.
Derin ven trombozu tanısı fizik muayene ile konulabilmekle birlikte her zaman net değildir. Tanıyı kesinleştirmek için klinik risk skorlaması yapılmakta ve pıhtı yıkım ürünlerini gösteren D-dimer veya Doppler ultrasonografi (US), kontrastlı venografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) görüntüleme gibi incelemelerin yapılması gerekmektedir. Ayrıca kalıtsal kan pıhtılaşma bozukluğunuzun araştırılması için kan testleri gerekebilir.
DVT Tedavisi için Yapılması Gerekenler
DVT tedavisinde temel amaç damarların açılıp tekrar DVT gelişmesini, DVT ye bağlı kronik venöz yetmezlik (KVY) ve pulmoner tromboemboli (PTE) gelişmesini engellemektir.
*Kan pıhtısının büyümesini engellemek
*Pıhtının akciğerlere taşınmasını önlemek
*Pıhtının tekrarlanmasının önüne geçmek
Tedavide özellikle başlangıçta 20 gün yatak istirahati çok önemlidir. Bununla birlikte kan sulandırıcılar verilip akabinde varis çorabı kullanımı ve egzersiz önerilir.